3 Mayıs 2018 Perşembe

Futbol Yorumculuğu



Üzerine bu kadar fazla görüş bildirilen, bu kadar farklı bakış açılarıyla sevilen ve eleştirilen bir spor dalı daha yoktur. Tabii ki futboldan bahsediyorum. Kimilerine göre insanları uyutmak için kullanılan bir afyon, kimilerine göre insanları birleştiren bir araç, kimilerine göre sadece spor, bazılarına göre ise 22 kişinin bir topun peşinde 90 dakika koştuğu sonrasında onlarca kişinin üzerine saatlerce konuştuğu gereksiz bir aktivite. Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı, zengin, fakir… her yaştan, her kesimden takipçisi olan, gelişmelerini bütün dünyanın konuştuğu büyük bir "Pazar"futbol artık.
Futbolcusundan, teknik direktöründen, kulüplerinden, malzemelerinden, kulüp çalışanlarından, futbol stadyumlarından, yayınlarından, yayın sonrası teknik analizlerinden; kısacası içerisinde barındırdığı her şeyden milyonlarca para kazandıran, çok büyük bir sanayi artık futbol.

İşin teknik ve taktik tarafı bir yana, maç önceleri ve sonrasında yapılan yorumların bile ayrı bir piyasa oluşturduğu zamandayız. Televizyon yayınları dışında Youtube kanalları aracılığıyla başlayan internet yayıncılığınında devreye girmesiyle bu işi bilen bilmeyen yüzlerce uzman barındıran bir piyasa var artık.
Eski futbolcular, eski hakemler, eski yöneticiler, menajerler,  takım muhabirleri( ki artık hepsi birer amigo gibi konuşuyor), kanal yöneticileri… hepsi birer uzman, hepsi birer futbol dahisi. Bütün vaktini takımla birlikte geçiren, antrenmanların tamamını canlı izleyen, analizler yapan teknik ekibin kararlarını her yönüyle eleştiren, işi biraz daha ileri götürüp karakter analizleri yaparak, kişilerin özel yaşamları hakkında dahi ileri geri konuşmaktan geri durmayan yorumcuları barındıran formatların reyting oranlarının yükselmesi ile futbol yorumculuğu ve programları başka bir boyut almış durumda.
Peki biz izleyiciler olarak ne istiyoruz? Tabii ki her formatın izleyicisi ve seveni var. eğer bu soru üzerinden gidilirse doğruyu bulmaktan ziyade reyting oranlarını yükseltmekle kalırız. Peki doğru para kazandırmıyorsa ne yapmalı? 
Uzun vade için konuşursak doğrunun para kazandırdığını herkes kabul edecektir. NTVSPOR'un ilk gününden kapanışına kadar ki süreç incelenirse bu durum daha net bir şekilde farkedilir. Bugün ve yarından vazgeçip bütün bir geleceği korumaksa amaç izleyici ne istiyor yerine izleyiciye ne vermeliyiz sorusuyla yayın yapılırsa futbolun en küflü tarafı çürümeden kurtulmuş olabilir.
Habercilik ve yorumculuk arasında ki farklar göz önüne alınıp, haber yaparken yorumcu gibi davranılmazsa, yorum yapan kişiler iyi birer haberci/moderator ile kontrol altında tutulursa daha kaliteli ve doğru programlar ortaya çıkacaktır. Belki de futbolumuzu istediğimiz başarılara götürecek adımlardan en önemlisi de bu olacaktır.
Bu doğrulta iki profil incelemek istiyorum. Ali Ece ve Erbatur Ergenekon.
Şu an 40'lı yaşlara yaklaşmış veya devirmiş futbol yorumcularının içerisinde genel yorumcu sayısına oranla çok az iyi eğitimli ve kültürlü insan var, maalesef çok az. Yada maalesef biz bu kadarını ekranlarda görebiliyoruz. Bunların tek hobisi futbol olmamakla birlikte ikinci bir dili çok rahat konuşuyor olmaları, dünyayı ve dünya halklarını tanıyor olmaları ile farklı bakış açıları futbola renk katmakta. Onların futbol sohbetleri sizi bazen orta çağ klasik eserlerine, bazen bir köşede unutulmuş bir romana, ya da üzerinde durulmamış bir spor olayına götürüp, futbolun merkezinde insan ve insani duyguların olduğunu hatırlamanızı sağlıyor. Bir maçta atılan güzel bir golü, bir şarkının nakaratına benzetebildikleri gibi, kaçırılan net bir fırsatı güzel bir tabloda ki renklendirmeyle de anlatabiliyorlar. Futbolun içine sanatı katarak algı seviyenizi ve işin bir top peşinde koşmak diye anlatılan olaydan biraz daha fazlası olduğunu ispatlar nitelikte yorumlar yapabiliyorlar.
Işte Ali Ece bunlardan biri, belki de en önemlisi. Net olarak tuttuğu takımı belirtmiş olmasına rağmen, herkes tarafından sevilmiş biri. Taraftar olduğunu gizlemeyerek, rakiplerine de saygısını elden bırakmayarak işin zevkli tarafını oluşturan en büyük parçanın doğru rekabet olduğunu en iyi anlatan isimlerden.

Ofsayt, yok ayağı geride, vücut önde, top tam çizgiyi geçmemiş, bu açıdan görmek zor, hakem yanlış yerde, oyuncu art niyetli, elini neresine koyacak adam, niyeti topla oynamak… gibi olmuş bitmiş değiştirilemeyecek kararlar üzerine saatlerce konuşan, argoyu mümkün olduğunca kullanarak rtük kurallarını zorlayan, konuştukları anlattıkları olayların içerisinde insan olduğunu unutan yorumculardan sıkılan izleyici için iyi bir kaçamak noktası Ali Ece.
Pozisyonlar konuşulmasın mı, görüşler belirtilmesin mi, Ali Ece yapmıyor mu… evet Ali Ece yapıyor. Ve yapılmalı tabii ki bunlarda. Ama görüşünü belirtir konuyu kapatırsın. Takımın kazanmasını, kaybetmesini oyuncuların karakteri yerine işin teknik tarafına dayandırıp yorumlar yaparsın. Kazanmaktaki güzelliğin rakibin kaybetmiş olması olmadığını, kaybetmekte bile güzel şeyler olabileciğini anlatırsın. Sanatla süslersin, hikayeleştirirsin. Al sana reyting. Ali Ece gibiler bunu yapıyor.
Erbatur Ergenekon'da ilk ekranlarda görülmeye başlandığında hadi bakalım dedirtti. Yusuf Kenan Çalık, Erbatur Ergenekon, İsmail Şenol gibi isimler spor ekranına yeni bir soluk getirecek diye heyecanlandırdılar. Yusuf ve İsmail aynı yolda devam etse de Erbatur biraz duraklama döneminde sanki. Hem de aralarında en umut veren olmasına rağmen. Çalıştığı kanalın içerisine girdiği sürecinde bunda etkisi olduğunu atlamamak lazım tabi. Ama asıl sorun birlikte program yaptığı abileri sanki…
Birlikte program yaptığı veya yapacağı kişileri seçemiyor olabilir. Ama örnek alacağı, benzeyeceği kişileri seçebilir sanki. Biz yeni bir Ali Ece performansı beklerken iş biraz Mehmet Ayan'la karışık Serdar Ali Çelikler olmaz umarım…
Hadi Erbatur kanalının yeni yapılanmasıyla birlikte sende silkelen ve kendine gel. Eyyam yapan, iddialı sözlerle izleyiciyi kışkırtan, bir pozisyona takılıp papağan gibi aynı şeyleri tekrarlayan yorumcu yeteri kadar var. Eski futbolcuların da bu işi yaptığını düşünürsek bu tip yorumcu zaten hep olacak. Sen bize lazımsın. Futbol asla sadece futbol değildir diyebilmek için sana ve senin gibilere olduğunuz gibi ihtiyacımız var…
Murat Kosova, Yiğiter Uluğ, Ercan Taner, İsmail Şenol, Yusuf Kenan Çalık, Ali Ece, Kaan Kural, Emrah Kayalıoğlu, Mert Aydın, Bağış Erten, Nebil Evren… aklıma gelen diğer spor yorumcuları, moderatörler. Spor ekranı bunlarla güzel Erbatur. Sende bunlardan feyz al lütfen..!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder